Yapı Magazin Dergisi Röportajı

Yapı Magazin Dergisi Röportajı

Yapı Magazin Dergisi Röportajı – Aquapol Türkiye

Bu yazımızda Aquapol Türkiye Kurucu Ortağı Levent Yılmaz ve Genel Müdür Tahir Nadi Günal’ın Yapı Magazin Dergisi röportajına yer verdik.
Rutubeti yok eden ve yeni rutubet oluşmasını engelleyen Aquapol, mekânlarda zeminden kaynaklı rutubet ve küf problemine kesin ve kalıcı sonuç getiriyor. Türkiye’de ilk ve tek olan cihaz, hiçbir elektrik aksamına ihtiyaç duymadan, sadece topraklama yoluyla doğadaki enerjiyi kullanarak duvardaki nemin toprağa çekilmesini sağlıyor.

Kesin sonuç isteyenlerin rutubet sorununa kalıcı çözümler sunacaklarının altını çizen Aquapol Türkiye Kurucu Ortağı Levent Yılmaz ve Aquapol Türkiye Genel Müdürü Tahir Nadi Günal, Aquapol’un Türkiye’de büyük yankı uyandıracağını düşünüyor.

Aquapol ile nasıl tanıştınız? Türkiye’de olmayan ve böylesi önemli bir ürünü Türkiye pazarına getirme öykünüzü paylaşır mısınız?

Levent Yılmaz: Vana sektöründe çalışan yakın bir arkadaşım ile birlikte yaptığımız seyahatlerde, öneri üzerine Aquapol ile tanıştık. Sonrasında bu ürünü araştırmaya başladık ve dünyada iyi neticeler gösterdiğini tespit ettik. Türkiye’de de zaten böyle bir ihtiyacın olduğunun farkındaydık ve cihazı Türkiye pazarına sunmanın doğru bir adım olacağına karar verdik.

Böylece Cem Şanlımeşhur ile birlikte ürünü Türkiye’ye getirdik. Bu süreç içerisinde alt yapımızın çok iyi olmasına önem verdik ve bu doğrultuda eğitimlere fazlasıyla yöneldik. Ürün Avusturya menşeili olduğundan, katalogların ve internet sitelerinin Türkçeye çevrilmesi ve tamamen Türkiye şartlarına göre kurulması üzerine yoğunlaştık. Son olarak da pazarlama çalışmalarımıza başladık ve servis alt yapısını kurduk. Şuan da çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz.

Tabi diğer yandan Aquapol Türkiye’nin yönetim tarafında Tahir Nadi Günal yer alıyor. Siz Aquapol ile nasıl tanıştınız?

Tahir Nadi Günal: Uzun yıllar farklı şirketlerde ve kendi aile şirketlerimde profesyonel yöneticilik yaptım. Servis camiasında da aktif rol alarak, değişik derneklerde kuruculuk ve yöneticilik görevini üstlendim. Şuan da aslında gayrimenkul sektöründe yoluma devam ediyorum. Aquapol da asılda gayrimenkul sektörünün birebir içinde olduğundan tam da kendimle örtüştüğüne inanıyorum.

Bir gün aile meclisinde sohbet ederken Levent Bey’in projeyi önüme koymasıyla Aquapol ile tanışmış oldum. Kendisinden ürünü dinleyince Aquapol’un ses getirecek bir cihaz olduğunu fark ettim ve önüme gelen bu teklifi kabul ettim. Şimdiki süreçte de Aquapol Türkiye’nin, Türkiye genelinde yapılanması üzerine aktif yöneticilik yapıyorum. Aynı zamanda sahibi olduğum NG GRUP Ltd. Şti. ise Aquapol Türkiye’nin Marmara Bölgesi tek distribütörlüğünü yapmaktadır.

Aquapol, sizlerin de söylediği üzere Türkiye’deki yeni ürünlerden biri. Hatta belki de bu ürün için Türkiye’ye gelmekte geç kalmış bile diyebiliriz. Öncelikle Aquapol’dan bahsetmenizi rica edeceğim. Aquapol nedir? Ne işe yarar? Nasıl çalışır?

Levent Yılmaz: Binaların, topraktan suyu emen bir iç yapısı var. Zemindeki su, bahsettiğimiz binalardaki iç ve dış duvarların kılcal damarlarında hareket ediyor ve buharlaşma noktasına geldiğinde rutubetin ve küfün oluşmasına sebep olarak, içerde sağlıksız bir ortam oluşturuyor.

Aquapol cihazı da yaydığı elektro kinetik enerji ile topraktan yukarıya doğru çıkan suyun yönünü değiştirerek, suyu farklı yönde ilerletiyor ve binayla temasını yok ediyor. Böylece rutubetin oluşmamasını sağlıyor. Diğer yandan, yalıtım sizlerin de bildiği üzere belirli kimyasallarla yapılıyor ve bir süre sonra bu kimyasallar işlevini kaybediyor. Bu noktada da yapılarda kullanılan malzemeler aşınıyor ve böylece rutubet oluşumu başlıyor. Bu da tekrar yapılması gereken maliyete ve iş gücüne sebep oluyor. Onun da öncesinde rutubet oluşumuna bağlı kötü kokuyu teneffüs etmiş oluyorsunuz. Yine buna bağlı olarak sağlığınız etkileniyor ve hatta uyku düzeniniz bozuluyor.

Aquapol ile evin içinde oluşan rutubeti engelliyoruz ve böylece eşyalar deforme olmasını engelliyoruz. Daha konforlu bir ortamda yaşamanıza ve aynı zamanda duvarlarınızı kuru tuttuğunuz için ısı tasarrufu yapmanıza yardımcı oluyoruz. Şuan günümüzdeki mevcut ürünler havadaki nem ile uğraşıyor. Aquapol’u onlardan ayıran en önemli nokta da aslında bu. Aquapol, sorunun köküne iniyor ve duvardaki/zemindeki suyu yok ediyor.

Dolayısıyla havadaki nem de kaybolmuş oluyor. Yani cihaz, havadaki nemle değil, havadaki nemi oluşturan etkenlerle savaşıyor ve bunu da herhangi bir elektriksel aksama ihtiyaç duymadan yapıyor.

Peki, ürün bunu nasıl yapıyor? Sonuçta ortamda bir sihir yapılmıyor değil mi?

Tahir Nadi Günal: Aquapol’a sadece bir topraklama yaparak kurulumu gerçekleştiriyoruz. Cihaz zaten şuan doğada var olan yer çekimi ve uzay enerjisini kullanıyor. Şuan bulunduğumuz ortamda bile çeşitli elektromanyetik dalgalar var. Cihaz bu var olan dalgaları alarak elektriksel olarak işliyor, güçlendiriyor ve tekrar duvarlara gönderiyor. Böylece duvardaki moleküler yapıyı değiştiriyor ve suyun ilerlediği yönü tersine çeviriyor.

Daha açık ifadeler kullanmak gerekirse; beton eksi, su artı moleküllüdür. Sizlerin de bildiği üzere artı ve eksi kutuplar birbirini çeker. Dolayısıyla su devamlı duvar tarafından çekiliyor ve yukarıya doğru hareket ediyor. Aquapol cihazı, artı molekülleri eksiye çevirerek duvarın suyu itmesini sağlıyor.

Yani Aquapol suyun toprakta muhafaza edilmesini mi sağlıyor?

Tahir Nadi Günal: Önce duvardaki suyun boşaltılmasını sağlıyor, sonra da zemindeki suyu itiyor. Doğada var olan yer çekimi gücü sayesinde de suyun toprakta kalmasını sağlıyor.

Peki, çok katlı binalarda bu işleyiş nasıl oluyor? Sonuçta çok katlı binalarda alt katta oturan insanlar oluyor. Onlar bu durumdan nasıl etkileniyor?

Tahir Nadi Günal: Bu noktada var olan nem düzeyinde bir artış gözlendiğini söyleyebiliriz. Çünkü üst komşununki bir alt kata iniyor. İnen kattaki nem bir alt kata daha iniyor. En sonunda su tamamen aşağı inerek tüm binanın kurumasını sağlıyor. Sonuç olarak tüm bina yukarı çıkan nemden kurtuluyor.

Rutubet sorunu, sadece denize yakın yerlerde değil, aynı zamanda doğru yalıtım yapılmayan yapıların da sorunu. Bu noktadan baktığımızda, milyon dolarlık yapılarda bile görülebilen bir sorun olduğunu söylemek mümkün. Bu bağlamda ürünün yapıya uygunluğu nasıl tespit ediliyor?

Levent Yılmaz: Öncelikle ekiplerimiz, rutubetin hangi sebepten kaynaklandığını tespit ediyor ve satış kalemindeki personeller problemin olduğu yeri inceliyor. Hidrometre adını verdiğimiz cihazımızla duvarlara dokunarak, duvarların içindeki rutubet oranları ölçülüyor. Eğer binada yükselen bir rutubet sorunu varsa, bu durum tam da bizim alanımıza giriyor.

Çünkü dış etkenlere bağlı gelişen rutubetlere müdahale edemiyoruz. Sonrasında müşterimize teklifimizi sunuyoruz ve kabul gördükten sonra teknisyenlerimiz sorunlu noktaya gidiyor ve öncelikle duvarın içinde var olan enerji miktarları ölçülüyor. Hemen akabinde yapının rölevesi çiziliyor ve duvarlardaki rutubet oranına göre gerekli adımlar gerçekleştiriliyor. Sonrasında bir saplama ile cihaz duvara yerleştiriliyor. Bir saat bekleniyor ve ölçümler tekrar yapılıyor. Cihaz çalışmaya başladıktan sonra duvar üzerinde gerçekleşen değişimler ölçümleniyor.

Sonrasında, rutubetin çok olduğu duvarlarda belli aralıklarla delikler açıyoruz ve her açtığımız delikten çıkan toz numunesini alıp nem oranı ölçümlerimizi gerçekleştiriyoruz. Ölçümlerden çıkan sonuçları ürün teslim tutanaklarına işleyip kullanıcımıza teslim ediyoruz. Bu süreçten sonra müşterilerimiz duvarı gözlemliyor ve duvarların kurumaya başlamasıyla cihazın doğru çalıştığını deneyimlemiş oluyor. Altı ay sonra teknisyenlerimiz cihaz kontrolüne gidiyor ve tüm ölçümleri tekrar yaparak, değişimlerin ne denli olduğunu tespit ediyor. Bir sonraki altıncı ayda aynı ölçümler yineleniyor.

Türk insanı sonuç odaklıdır, ürünün etki edip etmediğini hemen öğrenmek ister. Biraz daha kullanıcı odaklı baktığımızda; ürün ortama takıldıktan ne kadar süre sonra var olan havayı değişime uğratıyor?

Tahir Nadi Günal: Cihaz takıldıktan üç ay sonra havadaki değişim hissedilir düzeye geliyor. Ortamdaki rahatsız edici rutubet ve küf kokusu yok olmaya başlıyor. Altı ay sonra da duvar kusmaya başlıyor ve duvardaki tuzlar atılmaya başlıyor. Ortalama bir yıl sonra duvarlarda ciddi bir değişim gözleniyor. Zaten Aquapol Türkiye olarak, bir yıl içerisinde duvarı kurutma sözü veriyoruz. Aksi bir durumda ürünün sözleşmede yazılı olarak ücret iade garantili olduğunu da belirtmek isterim.

Aquapol’un dünyadaki durumu hakkında bilgi verir misiniz?

Levent Yılmaz: Aquapol, şuan Türkiye ile birlikte dünyada 26 ülkede faaliyet gösteriyor. Dünyadaki en genç distribütörler bizleriz. Bizden önceki distribütörlerin en az 5 yıllık geçmişleri var. Aquapol, sadece Avrupa’da 50 binden fazla faaliyet gösteriyor ve 32 yıllık geçmişine baktığımızda doğru keşif ve doğru montajla, sonuç alınamamış hiçbir nokta olmadığını görüyoruz.

Aquapol, dünyada 400’ün üzerinde projede yer alıyor ve bu projelerin birçoğu bölgenin devlet binaları, sarayları ve müzeleri gibi büyük yapılar oluyor. Zaten ürün için gerekli olan tüm belgeler alınmış durumda. Biz de Aquapol Türkiye olarak, ürünün mucidi Wilhelm Mohorn’dan ve ekibinden; hem satış hem de servis alanında aldığımız eğitimlerle aynı sonuca ulaşacağımızı düşünüyoruz.

Röportajımızın dergide yayınlanan sayfalarını PDF formatında buradan indirebilirsiniz.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

div#stuning-header .dfd-stuning-header-bg-container {background-color: #1868a5;background-size: initial;background-position: top center;background-attachment: initial;background-repeat: initial;}#stuning-header div.page-title-inner {min-height: 150px;}